Musa kızgın ve üzgün şekilde kavmine dönünce, “Benim arkamdan ne kötü şeyler yapmışsınız!” dedi. “Rabbinizin emrini beklemeyip de acele mi ettiniz?” Levhaları bıraktı, kardeşini başından tutup kendisine çekti. Harun, “Ey anamın oğlu,” dedi. “Bu millet beni zayıf buldu da sözümü dinlemedi. Az kalsın beni öldürüyorlardı. Bana kızıp da düşmanları sevindirme; beni zalimler güruhuyla bir tutma.”﴾150﴿Musa, “Yâ Rabbi, beni ve kardeşimi bağışla,” dedi. “Bizi rahmetine eriştir. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.”﴾151﴿Buzağıyı tanrı edinenlere gelince, dünya hayatında onlara Rablerinden bir gazap ve bir zillet erişecektir. İftiracıları Biz böyle cezalandırırız.﴾152﴿Kötülük işledikten sonra tevbe ederek imana gelenler için ise, tevbelerinden sonra Rabbin çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.﴾153﴿Öfkesi geçtikten sonra Musa levhaları yerden aldı. Onlarda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet yazılıydı.﴾154﴿Musa kavminden yetmiş adam seçerek belirlediğimiz yere getirdi. Onları şiddetli bir sarsıntı tuttuğunda, Musa dedi ki: “Yâ Rabbi, eğer dileseydin onları da, beni de daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk eder misin? Bu senin bir sınamandır; Sen dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin. Bizim dostumuz ve yardımcımız da Sensin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın.﴾155﴿