A'râf Sûresi
< 164 >
9. Cüz
“Âlemlerin Rabbine iman ettik,” dediler. ﴾121﴿ “Musa ile Harun'un Rabbine.” ﴾122﴿ Firavun “Fakat ben size izin vermeden iman ettiniz,” dedi. “Bu sizin şehirde iken kurduğunuz bir tuzaktır. Böylelikle şehir halkını oradan çıkarmak istiyorsunuz. Ama göreceksiniz. ﴾123﴿ “Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kestireceğim; sonra da hepinizi sallandıracağım.” ﴾124﴿ Onlar “Biz nasıl olsa Rabbimize döneceğiz,” dediler. ﴾125﴿ “Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde ona iman ettik diye sen bizden intikam almak istiyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve Sana teslim olan kullar olarak canımızı al.” ﴾126﴿ Firavun kavminin ileri gelenleri, “Seni ve tanrılarını terk edip de ülkede bozgunculuk etsinler diye Musa ile kavmini bırakacak mısın?” dediler. Firavun dedi ki: “Biz onların kızlarını sağ bırakıp oğullarını öldüreceğiz. Biz onları ezecek güçteyiz.” ﴾127﴿ Musa kavmine “Allah'tan yardım isteyin ve sabredin,” dedi. “Yeryüzü Allah'ındır; ona kullarından dilediğini vâris kılar. Hayırlı son ise takvâ sahiplerinindir.” ﴾128﴿ Onlar “Sen gelmeden önce de biz eziyete uğruyorduk, sen geldikten sonra da” dediler. Musa “Bakarsınız,” dedi, “Rabbiniz düşmanlarınızı helâk eder de, ne tür işler yapacağınıza bakmak için ülkede onların yerine sizi egemen kılar.” ﴾129﴿ And olsun, Biz Firavun hanedanını, ibret alsınlar diye, yıllarca kuraklık ve kıtlığa uğrattık. ﴾130﴿
سُورَةُ الْاَعْرَافِ
< ١٦٤ >
الجزء٩
قَالُٓوا اٰمَنَّا بِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ ﴿١٢١﴾ رَبِّ مُوسٰى وَهٰرُونَ ﴿١٢٢﴾ قَالَ فِرْعَوْنُ اٰمَنْتُمْ بِه۪ قَبْلَ اَنْ اٰذَنَ لَكُمْۚ اِنَّ هٰذَا لَمَكْرٌ مَكَرْتُمُوهُ فِي الْمَد۪ينَةِ لِتُخْرِجُوا مِنْهَٓا اَهْلَهَاۚ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ ﴿١٢٣﴾ لَاُقَطِّعَنَّ اَيْدِيَكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ ثُمَّ لَاُصَلِّبَنَّكُمْ اَجْمَع۪ينَ ﴿١٢٤﴾ قَالُٓوا اِنَّٓا اِلٰى رَبِّنَا مُنْقَلِبُونَۚ ﴿١٢٥﴾ وَمَا تَنْقِمُ مِنَّٓا اِلَّٓا اَنْ اٰمَنَّا بِاٰيَاتِ رَبِّنَا لَمَّا جَٓاءَتْنَاۜ رَبَّنَٓا اَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَتَوَفَّنَا مُسْلِم۪ينَ۟ ﴿١٢٦﴾ وَقَالَ الْمَلَاُ مِنْ قَوْمِ فِرْعَوْنَ اَتَذَرُ مُوسٰى وَقَوْمَهُ لِيُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِ وَيَذَرَكَ وَاٰلِهَتَكَۜ قَالَ سَنُقَتِّلُ اَبْنَٓاءَهُمْ وَنَسْتَحْي۪ نِسَٓاءَهُمْۚ وَاِنَّا فَوْقَهُمْ قَاهِرُونَ ﴿١٢٧﴾ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِهِ اسْتَع۪ينُوا بِاللّٰهِ وَاصْبِرُواۚ اِنَّ الْاَرْضَ لِلّٰهِ۠ يُورِثُهَا مَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّق۪ينَ ﴿١٢٨﴾ قَالُٓوا اُو۫ذ۪ينَا مِنْ قَبْلِ اَنْ تَأْتِيَنَا وَمِنْ بَعْدِ مَا جِئْتَنَاۜ قَالَ عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يُهْلِكَ عَدُوَّكُمْ وَيَسْتَخْلِفَكُمْ فِي الْاَرْضِ فَيَنْظُرَ كَيْفَ تَعْمَلُونَ۟ ﴿١٢٩﴾ وَلَقَدْ اَخَذْنَٓا اٰلَ فِرْعَوْنَ بِالسِّن۪ينَ وَنَقْصٍ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ ﴿١٣٠﴾

Önceki Sonraki


logo