Görmedin mi, şübhesiz Allah, geceyi gündüze katıyor; gündüzü de geceye katıyor; güneşi ve ayı (emrine) boyun eğdirmiştir. Herbiri belirli bir vakte (kıyâmete) kadar akıp gider.Muhakkak ki Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır. ﴾29﴿
Böyledir! Çünki Allah, O hak olandır; (onların) O'ndan başka (kendisine)yalvarmakta oldukları şeyler ise gerçekten bâtıldır. Şübhesiz ki Aliyy (pek yüce olan), Kebîr(pek büyük olan) ancak Allah'dır. ﴾30﴿
Görmedin mi ki, size delillerinden göstermek için, gerçekten gemiler Allah'ın ni'metiyle denizde akıp gider. Muhakkak ki bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için nice deliller vardır. ﴾31﴿
Hâlbuki onları (dağlar büyüklüğünde) gölgelikler gibi dalgalar kapladığı zaman, dinde O'na (karşı) ihlâslı (samîmî) kimseler olarak Allah'a yalvarırlar. Artık onları karaya(çıkararak) kurtarınca, bunun üzerine içlerinden bir kısmı (îman ve ihlâs üzere kalarak) orta yolu tutan bir kimse olur. Zâten âyetlerimizi ancak çok nankör olan herbir hâin bilerek inkâr eder. ﴾32﴿
Ey insanlar! Rabbinizden sakının ve öyle bir günden korkun ki, (o gün) ne baba çocuğuna (onun nâmına birşey) öder, ne de çocuk babasına (onun nâmına) bir şey ödeyicidir. Şübhe yok ki Allah'ın va'di haktır; öyle ise sakın dünya hayâtı sizi aldatmasın! Ve sakın o çok aldatıcı (şeytan) sizi (bir taraftan günâha sevk ederek) Allah('ın affına güvendirmek) ile şaşırtmasın! ﴾33﴿
Şübhesiz Allah ki, kıyâmet (vakti) hakkındaki bilgi ancak O'nun katındadır. Ve yağmuru (O) indirir. Rahimlerde olanı da (O) bilir. Ve hiçkimse yarın (amel cihetiyle) nekazanacağını bilemez. Hem hiçkimse hangi yerde öleceğini bilemez. Şübhesiz ki Allah, Alîm(sizin bilmediğiniz herşeyi bilen)dir, Habîr (herşeyden haberdâr olan)dır. ﴾34﴿