And olsun ki, Lokmân'a: “Allah'a şükret!” diye hikmet verdik. Ve kim şükrederse, artık ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, hiç şübhesiz ki Allah, Ganî(hiçkimsenin şükrüne muhtaç olmayan)dır, Hamîd (hamd edilmeye yegâne lâyık olan)dır. ﴾12﴿
Ve bir zaman Lokmân oğluna, kendisi ona nasîhat ederken şöyle demişti: “Ey oğulcuğum! Allah'a şirk koşma! Muhakkak ki şirk, gerçekten (pek) büyük bir zulümdür!” ﴾13﴿
İnsana, ana-babasını (gözetip, onlara iyilik etmesini) de tavsiye ettik. Anası onu, zayıflık üstüne zayıflık çekerek (karnında) taşımıştı. (Sütten) ayrılması da iki sene içinde olur.(Bu yüzden:) “Bana şükret! Ana-babana da!” (diye tavsiye ettik). Dönüş ancak banadır. ﴾14﴿
Bununla berâber eğer (ana-baban), hakkında bir bilgi sâhibi olmadığın şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, o takdirde onlara itâat etme; ama onlara dünyada iyilikle sâhib çık! Ve bana yönelenlerin yoluna uy! Sonra dönüşünüz ancak banadır; o zaman size yapmakta olduklarınızı haber vereceğim. ﴾15﴿
(Lokmân, nasîhatlerine devâm ederek şöyle dedi:) “Ey oğulcuğum! Gerçekten o(yaptığın iş), bir hardal dânesi ağırlığında bile olsa, öyle ki (bu) bir kaya içinde veya göklerde ya da yerin dibinde olsa, Allah onu (âhirette önüne) getirir! Şübhesiz ki Allah, Latîf (herşeyiincelikleriyle bilen)dir, Habîr (onların hepsinden haberdâr olan)dır.” ﴾16﴿
“Ey oğulcuğum! Namazı dosdoğru kıl; ve iyiliği emret, kötülükten de men' et ve başına gelene sabret! Şübhesiz ki bu, azmedilecek işlerdendir.” ﴾17﴿
“Hem insanlara karşı (kibirlenerek) yüzünü yan çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünki Allah, kendini beğenip çokça övünen kimselerin hiçbirini sevmez.” ﴾18﴿
“O hâlde yürüyüşünde mu'tedil ol; sesini de alçalt! Çünki seslerin en çirkini, elbette eşeklerin sesidir!” ﴾19﴿