Sizi yeryüzünde halîfeler yapan O’dur. Kim inkâr ederse, inkârı kendi kötülüğüne olur. Çünkü kâfirlerin inkârı, Rableri katında kendilerine karşı gazabın artmasına ve rahmetin kesilmesine sebep olacaktır. Sonuçta, kâfirlerin inkârı ancak kendi zarar ve ziyanlarını artıracaktır. ﴾39﴿
De ki: “Bir baksanıza, Allah’a ortak koşup, O’nun dışında ilâh diye yalvardığınız şu varlıklara! Gösterin bana, yeryüzünde hangi şeyi yaratmış bunlar? Yoksa onların göklerin yaratılmasında ve yönetilmesinde Allah ile bir ortaklıkları mı var? Yahut biz onlara bir kitap verdik de ondan bir delile mi dayanıyorlar?” Hayır! aslında o zâlimler, birbirlerini yalan ve boş va‘atlerle aldatmaktan başka bir şey yapmıyorlar. ﴾40﴿
Gökleri ve yeri hiçbir arızaya meydan vermeden tutan ve yok olup gitmekten koruyan Allah’tır. Şâyet yıkılıp gidecek olsalar, yemin olsun ki, Allah’tan başka onları tutabilecek hiçbir güç yoktur. O, ceza vermekte acele etmeyen ve çok bağışlayandır. ﴾41﴿
Müşrikler, kendilerine bir uyarıcı geldiği takdirde, doğru yola uymada, önceki ümmetlerden daha ileride olacaklarına dâir Allah’a var güçleriyle yemin ediyorlardı. Fakat kendilerine bekledikleri uyarıcı gelince, bu onların doğru yoldan daha da uzaklaşmalarına sebep oldu. ﴾42﴿
Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötülük planları tasarlıyorlardı. Oysa kötülük planları, ancak onu kuranların ayağına dolanır. Yoksa onlar, kendilerinden önceki inkârcı toplumların helâkine sebep olan ilâhî kanunların kendi üzerlerinde de uygulanmasını mı bekliyorlar? Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Yine sen Allah’ın kanununda kesinlikle hiçbir sapma göremezsin! ﴾43﴿
Onlar yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden önce yaşamış toplumların âkıbetlerinin nasıl olduğuna ibretle bakmazlar mı? Oysa onlar, bunlardan daha güçlü kuvvetli idiler. Ama ne göklerde ve ne de yerde Allah’ın elinden kaçıp kurtulabilecek hiçbir şey yoktur. Doğrusu O, her şeyi hakkıyla bilen ve her şeye gücü yetendir. ﴾44﴿