Rasûlüm! Eğer seni yalanlıyorlarsa, üzülüp ümitsizliğe kapılma! Çünkü senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Bütün işler neticede varır Allah’a dayanır ve O neye hükmederse O olur. ﴾4﴿
Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın va‘di gerçektir. Öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmasın! O çok hilekâr şeytan da, sizi Allah’ın rahmeti ve affına güvendirerek kandırmasın! ﴾5﴿
Doğrusu şeytan size düşmandır, siz de onu düşman belleyin. O, kendi taraftarlarını cehennemin yoldaşları olsunlar diye Allah’a isyâna çağırır. ﴾6﴿
İnkâra saplanıp kalanlara şiddetli bir azap vardır. İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, onlara da bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. ﴾7﴿
İşlediği kötü ameller kendisine süslenip püslenip de onları güzel bir şey gibi görmeye başlayan kimse, hiç Allah yolunda giden mü’min gibi olur mu? Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Bu bakımdan, inanmıyorlar diye o inkârcılar için üzülerek kendini yiyip bitirme. Allah, onlar ne yapıyorlarsa hepsini hakkıyla bilmektedir. ﴾8﴿
Allah odur ki, rüzgârları gönderir, onlar da bulutları harekete geçirir. Derken biz o bulutları ölü bir beldeye sevk ederiz de, ölmüş olan toprakları bulutlardan inen yağmurlarla diriltiriz. Ölülerin diriltilmesi de işte böyledir. ﴾9﴿
Kim izzet ve şeref istiyorsa bilsin ki izzet ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler Allah’a yükselir. Fakat bunları O’na yükseltecek olan da sâlih amellerdir. Buna karşılık, sinsi sinsi kötü işler tasarlayanlar için ise çetin bir azap vardır. Üstelik, böylelerinin kurdukları bütün tuzaklar boşa çıkmaya mahkûmdur. ﴾10﴿
Allah sizi önce topraktan sonra bir damla sudan yarattı, sonra da sizi erkek-dişi şeklinde çiftler hâline getirdi. O’nun bilgisi olmadan bir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Bir canlıya ne kadar ömür verildiği de, ömründen neyin eksildiği de bir kitapta yazılıdır. Bütün bunlar, Allah için pek kolaydır. ﴾11﴿