Büyüklük taslayanlar ise, zayıf düşürülüp ezilenlere: “Size doğru yolu gösteren kitap ve peygamber geldikten sonra, siz iman edecektiniz de, biz mi sizi ondan zorla alıkoyduk. Hayır, asıl siz günaha dalmış inkarcı suçlulardınız” diye karşılık verecekler. ﴾32﴿
Bu kez, zayıf düşürülüp ezilenler büyüklük taslayanlara: “Hiç de öyle değil! Gece gündüz işiniz gücünüz hilekârlıktı. Allah’ı inkâr etmemiz ve O’na ortaklar koşmamız için bize baskı üstüne baskı yapıyordunuz” diyecekler. Kendilerini bekleyen azabı gördüklerinde ise artık tartışmayı bırakacaklar, içlerine çöken pişmanlık acısı bir kor gibi yüreklerini yakıp kavuracak! Biz de o kâfirlerin boyunlarına demir halkalar geçirip, hepsini aşağılık bir halde cehenneme sürükleyeceğiz. Onlar, başka değil, sadece yaptıkları günahların cezasını çekecekler! ﴾33﴿
Biz hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek, oranın hiçbir ahlâkî kaygı taşımadan nimetler içinde şımarıp dünyevî zevkler peşinde koşan ileri gelenleri mutlaka peygamberlere: “Bakın, size indirildiğini söylediğiniz o ilâhî buyrukları ret ve inkâr ediyoruz” diye karşı çıkmışlardır. ﴾34﴿
Üstelik: “Bizim malımız da, evladımız da sizinkinden daha fazla. Biz öyle azap filân da görecek değiliz” demişlerdir. ﴾35﴿
De ki: “Rabbim dilediğine rızkı bol verir, dilediğine az verir. Ne var ki, insanların çoğu bu gerçeği bilmez.” ﴾36﴿
Sizi bize yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evlatlarınızdır. Ancak iman edip sâlih ameller işleyenler müstesnâ. Onlara, yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat verilecek ve onlar cennetin yüksek köşklerinde güven ve huzur içinde kalacaklardır. ﴾37﴿
Âyetlerimizi iptal edip hükmünü geçersiz kılmak için birbirleriyle yarışırcasına çalışanlara gelince, onlar da tutuklanıp getirilecek ve azabın orta yerine bırakılacaklardır. ﴾38﴿
De ki: “Rabbim kullarından dilediğine rızkı bol verir, dilediğine ise az verir. Şunu bilin ki, hayır yolunda ne harcarsanız, Allah onun yerine yenisini lutfeder. Çünkü O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” ﴾39﴿