Zâriyât Sûresi
< 519 >
26. Cüz
Biz bunlardan önce, kendilerinden çok daha güçlü nice toplumları helâk ettik. Ölümden kurtulmak için diyar diyar dolaşıp, yeryüzünü delik deşik ettiler. Fakat azabımızdan kurtulmaya imkân var mı? ﴾36﴿ Elbette bunda duyarlılığını yitirmemiş bir kalbi olan veya zihnini toparlayarak can kulağıyla dinleyen kimseler için gerçekten ibret alınacak bir hatırlatma vardır. ﴾37﴿ Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık. Ama bize en küçük bir yorgunluk bile dokunmadı. ﴾38﴿ O halde Rasûlüm, onların alay ve hakaret dolu sözlerine sabret; gerek güneşin doğuşundan önce, gerek batışından önce Rabbini övgüyle tesbih et! ﴾39﴿ Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O’nu tesbih et. ﴾40﴿ Nidâ edicinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. ﴾41﴿ O gün bütün insanlar, o korkunç sesi kesin ve gerçek olarak işiteceklerdir. İşte o gün, kabirlerden çıkış günüdür. ﴾42﴿ Evet, hayat veren ve öldüren elbette biziz. Sonunda dönüş de bize olacaktır. ﴾43﴿ O gün yer onların üzerinden yarılıp açılacak ve oranın içinden çıkan insanlar, çağırana doğru süratle koşacaklar. Bu toplama işi, bizim için çok kolay olacaktır. ﴾44﴿ Bu uyarılar karşısında o inkârcıların neler söylediğini biz çok iyi biliyoruz. Üzülme! Sen onları inanmaya zorlamakla görevli değilsin. Senin vazîfen, Allah’ın buyruklarını açık ve anlaşılır bir şekilde anlatmaktır. Öyleyse sen, tehdidimden korkanları Kur’an ile irşat ve ikaza devam et! ﴾45﴿
Zâriyât Sûresi
O esip tozu toprağı savuran rüzgârlara, ﴾1﴿ Ağırlık yüklenen bulutlara, ﴾2﴿ Kolaylıkla akıp giden gemilere, ﴾3﴿ Bütün işleri, rızıkları, yağmurları taksim eden meleklere yemin olsun ki; ﴾4﴿ Size va‘dedilen yeniden diriliş, hesap ve ceza kesinlikle doğrudur. ﴾5﴿ Ve herkese hakettiği karşılığın verileceği hesap günü mutlaka gelecektir! ﴾6﴿
سُورَةُ الذَّارِيَاتِ
< ٥١٩ >
الجزء٢٦
وَكَمْ اَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْنٍ هُمْ اَشَدُّ مِنْهُمْ بَطْشًا فَنَقَّبُوا فِي الْبِلَادِۜ هَلْ مِنْ مَح۪يصٍ ﴿٣٦﴾ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَذِكْرٰى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ اَوْ اَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَه۪يدٌ ﴿٣٧﴾ وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍۗ وَمَا مَسَّنَا مِنْ لُغُوبٍ ﴿٣٨﴾ فَاصْبِرْ عَلٰى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِۚ ﴿٣٩﴾ وَمِنَ الَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَاَدْبَارَ السُّجُودِ ﴿٤٠﴾ وَاسْتَمِعْ يَوْمَ يُنَادِ الْمُنَادِ مِنْ مَكَانٍ قَر۪يبٍۙ ﴿٤١﴾ يَوْمَ يَسْمَعُونَ الصَّيْحَةَ بِالْحَقِّۜ ذٰلِكَ يَوْمُ الْخُرُوجِ ﴿٤٢﴾ اِنَّا نَحْنُ نُحْي۪ وَنُم۪يتُ وَاِلَيْنَا الْمَص۪يرُۙ ﴿٤٣﴾ يَوْمَ تَشَقَّقُ الْاَرْضُ عَنْهُمْ سِرَاعًاۜ ذٰلِكَ حَشْرٌ عَلَيْنَا يَس۪يرٌ ﴿٤٤﴾ نَحْنُ اَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ وَمَٓا اَنْتَ عَلَيْهِمْ بِجَبَّارٍ فَذَكِّرْ بِالْقُرْاٰنِ مَنْ يَخَافُ وَع۪يدِ ﴿٤٥﴾
سُورَةُ الذَّارِيَاتِ
وَالذَّارِيَاتِ ذَرْوًاۙ ﴿١﴾ فَالْحَامِلَاتِ وِقْرًاۙ ﴿٢﴾ فَالْجَارِيَاتِ يُسْرًاۙ ﴿٣﴾ فَالْمُقَسِّمَاتِ اَمْرًاۙ ﴿٤﴾ اِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٌۙ ﴿٥﴾ وَاِنَّ الدّ۪ينَ لَوَاقِعٌۜ ﴿٦﴾

Önceki Sonraki


logo