Muhammed Sûresi
< 508 >
26. Cüz
Hâlbuki îmân edenler ise diyor ki: “Keşke (savaş hakkında) bir sûre indirilseydi?” Fakat hükmü açık bir sûre indirilip de onda savaştan söz edildiği zaman, kalblerinde bir hastalık bulunanların, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş kimsenin bakışıyla sana baktıklarını görürsün. Hâlbuki (kayıdsız bir itâat) onlara daha lâyıktır! ﴾20﴿ (Onlara düşen,) itâat etmek ve (böyle zamanlarda teslîmiyetini gösteren) güzel (söz)söylemektir. Öyle ki iş ciddîleştiği zaman, artık Allah'a sâdık kalsalardı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. ﴾21﴿ (Ey münâfıklar!) Demek iş başına geçecek olursanız, yeryüzünde fesad çıkaracak ve akrabâlık bağlarını koparacaksınız, öyle mi? ﴾22﴿ İşte onlar o kimselerdir ki, Allah onlara lâ'net etmiştir. Sonra (bu isyankâr hâllerine binâen) onları sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiştir. ﴾23﴿ (Onlar) Kur'ân'ı hiç düşünmüyorlar mı? Yoksa kalbler(inin) üstünde kilitleri mi var? ﴾24﴿ Şübhesiz ki kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, gerisin geri dönen (o münâfık)lar yok mu, şeytan onlara (kötü amellerini) süslemiş ve onları (uzun) emellere düşürmüştür. ﴾25﴿ Bunun sebebi; gerçekten onların, Allah'ın indirdiğini hoş görmeyen kimselere (o yahudilere): “Bazı hususlarda size itâat edeceğiz!” demeleridir. Hâlbuki Allah, onların gizlediklerini biliyor. ﴾26﴿ Artık melekler onların yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırken (hâlleri)nasıl olacak! ﴾27﴿ Bunun sebebi şudur: Şübhesiz onlar, Allah'ı gazablandıran şeylere uydular ve O'nun râzı olduğu şeyleri hoş görmediler. Bunun üzerine (O da) onların amellerini boşa çıkardı. ﴾28﴿ Yoksa kalblerinde bir hastalık (nifak) bulunanlar, Allah, kinlerini aslâ ortaya çıkarmayacak mı sandı(lar)? ﴾29﴿
سُورَةُ مُحَمَّدٍ
< ٥٠٨ >
الجزء٢٦
وَيَقُولُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَوْلَا نُزِّلَتْ سُورَةٌۚ فَاِذَٓا اُنْزِلَتْ سُورَةٌ مُحْكَمَةٌ وَذُكِرَ ف۪يهَا الْقِتَالُۙ رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يَنْظُرُونَ اِلَيْكَ نَظَرَ الْمَغْشِيِّ عَلَيْهِ مِنَ الْمَوْتِۜ فَاَوْلٰى لَهُمْۚ ﴿٢٠﴾ طَاعَةٌ وَقَوْلٌ مَعْرُوفٌ۠ فَاِذَا عَزَمَ الْاَمْرُ۠ فَلَوْ صَدَقُوا اللّٰهَ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْۚ ﴿٢١﴾ فَهَلْ عَسَيْتُمْ اِنْ تَوَلَّيْتُمْ اَنْ تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِ وَتُقَطِّعُٓوا اَرْحَامَكُمْ ﴿٢٢﴾ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ فَاَصَمَّهُمْ وَاَعْمٰٓى اَبْصَارَهُمْ ﴿٢٣﴾ اَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْاٰنَ اَمْ عَلٰى قُلُوبٍ اَقْفَالُهَا ﴿٢٤﴾ اِنَّ الَّذ۪ينَ ارْتَدُّوا عَلٰٓى اَدْبَارِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَىۙ الشَّيْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْۜ وَاَمْلٰى لَهُمْ ﴿٢٥﴾ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَالُوا لِلَّذ۪ينَ كَرِهُوا مَا نَزَّلَ اللّٰهُ سَنُط۪يعُكُمْ ف۪ي بَعْضِ الْاَمْرِۚ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ اِسْرَارَهُمْ ﴿٢٦﴾ فَكَيْفَ اِذَا تَوَفَّتْهُمُ الْمَلٰٓئِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَاَدْبَارَهُمْ ﴿٢٧﴾ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمُ اتَّبَعُوا مَٓا اَسْخَطَ اللّٰهَ وَكَرِهُوا رِضْوَانَهُ فَاَحْبَطَ اَعْمَالَهُمْ۟ ﴿٢٨﴾ اَمْ حَسِبَ الَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ اَنْ لَنْ يُخْرِجَ اللّٰهُ اَضْغَانَهُمْ ﴿٢٩﴾

Önceki Sonraki


logo