# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَمْ اَبْرَمُٓوا اَمْرًا فَاِنَّا مُبْرِمُونَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Em ebramû emran fe-innâ mubrimûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar Peygambere düşmanlığa kesin olarak karar verdilerse, biz de onların hilelerini başlarına geçirip kendilerini cezalandırmaya elbette kesin kararlıyız. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yoksa (müşrikler) bir işe kesin karar mı verdiler? Doğrusu biz de kararlıyız! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Yoksa bir işe mi karar verdiler? Doğrusu Biz de kararlıyız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yoksa (gerçeği kabul etmeme konusunda) bir işe kesin karar mı verdiler? Şüphesiz biz de (onları cezalandırmakta) kararlıyız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yoksa onlar hakka karşı gelmek için bir iş mi kararlaştırdılar? Biz de onları cezalandırmak için kararlıyız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşi sıkı mı büktüler, fakat işte sıkı büken biziz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Yoksa onlar işi sağlam mı tutmuşlar?! İşte biz de hakıykaten sağlam tutanlarız! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yoksa (müşrikler) bir işi (peygambere tuzak kurmayı) sıkı mı tuttular (karar mı verdiler)? Doğrusu biz de (cezâlarını vermeyi) sıkı tutanlarız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yoksa onlar, (Hz. Peygambere hile kurmakta) işi sağlama mı bağladılar? İşte biz, (onları helâk etmekle işi) sağlam tutanlarız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yoksa bir işi sapsağlam mı tuttular? Artık şüphe yok ki, sapsağlam tutan Biz'leriz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yoksa onlar işlerini sağlama mı aldılar? Biz de işi sağlama alıyoruz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | What! have they settled some plan (among themselves)? But it is We Who settle things. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 79. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...