# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَوْ نَشَٓاءُ لَجَعَلْنَا مِنْكُمْ مَلٰٓئِكَةً فِي الْاَرْضِ يَخْلُفُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Velev neşâu lece’alnâ minkum melâ-iketen fî-l-ardi yaḣlufûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Dileseydik sizin yerinize melekler yaratırdık da yeryüzünde sizin yerinizi onlar alır, sizin gibi nesil be nesil yaşamaya devam ederlerdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Eğer dileseydik, size bedel yeryüzünde sizin yerinizi tutacak melekler var ederdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Eğer dileseydik, içinizden yeryüzünde sizin yerinize geçecek melekler yaratırdık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Eğer biz dileseydik, sizden yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve dilersek sizlerden de Melâike yaparız Arzda halef olurlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Eğer biz dileseydik size bedel elbet yer (yüzün) de, ardınızda kalacak, melekler yaratırdık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki dileseydik, elbette size bedel yeryüzünde halîfe olacak melekler yapardık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Eğer biz dileseydik, sizin yerinize, yeryüzünde melekler yaratırdık da (arkanızdan) yerinize geçerlerdi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve eğer dileyecek olsa idik, elbette sizden yerde melekler yaratırdık, size halefler olurlardı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Dileseydik, sizin içinizden de melekler yaratırdık ve yeryüzünde sizin yerinizi onlar alırdı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And if it were Our Will, We could make angels from amongst you, succeeding each other on the earth. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 60. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...