# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ بِاٰيَاتِنَٓا اِذَا هُمْ مِنْهَا يَضْحَكُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Felemmâ câehum bi-âyâtinâ iżâ hum minhâ yadhakûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Fakat Mûsâ apaçık delillerimizle karşılarına çıkınca onlar, bu mûcizelerle alay edip gülmeye başladılar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlara mucizelerimizi getirdiği zaman, bunlara gülüvermişlerdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Mûsâ) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Vaktâ ki onlara böyle âyetlerimizle vardı, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Fakat onlara âyetlerimiz gelince bir de ne görsünler, onlar bu (âyetlere) gülüyorlar! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Fakat onlara mu'cizelerimizi getirdiğinde, o vakit onlar bunlara gülüverdiler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Fakat onlara böyle mucizelerimizle varınca, hemen onlar bunlara gülüverdiler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Vaktâ ki onlara Bizim âyetlerimizle geldi, onlar o zaman, bunlardan gülüşür oldular. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlara âyetlerimizi getirdiğinde, onlar buna güldüler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But when he came to them with Our Signs, behold they ridiculed them. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 47. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: يَوْمَ يَجْمَعُ اللّٰهُ الرُّسُلَ فَيَقُولُ مَاذَٓا اُجِبْتُمْۜ قَالُوا لَا عِلْمَ لَنَاۜ اِنَّكَ اَنْتَ عَلَّامُ الْغُيُو ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا عَلَيْكُمْ اَنْفُسَكُمْۚ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْۜ اِلَى اللّٰهِ مَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَب۪يثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَب۪يثِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْب ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْاَنْصَابُ وَالْاَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْ ...
Nisâ sûresi Medine’de nâzil olmuştur, 176 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “kadınlar” mânasına gelen اَلنِّسَاءُ (Nisâ) kelimesinden alır. A ...
Hucurât sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 4. âyette geçen ve “odalar” mânasına gelen اَلْحُجُرَاتُ (hucurât) kelimesinden alır. Bu ...