# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاِمَّا نَذْهَبَنَّ بِكَ فَاِنَّا مِنْهُمْ مُنْتَقِمُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Fe-immâ neżhebenne bike fe-innâ minhum muntakimûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz seni vefat ettirip yanımıza alsak bile, hiç şüphesiz onlara hak ettikleri cezayı yine veririz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 41,42. Seni onlardan uzaklaştırsak bile doğrusu Biz kendilerinden öç alırız; yahut onlara vadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü onlara karşı gücü yetenleriz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ya biz seni (bu dünyadan) alır götürürüz de, onlardan intikam alırız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Eğer biz seni onlara azap gelmeden önce alıp götürsek bile onlardan intikam alırız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şu halde şayed biz seni alır götürür isek elbette onlardan intikam alacağız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Eğer seni herhalde (alır) götürürsek şübhe yok ki onlardan biz intikaam alıcılarızdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şimdi (onlara azâb etmeden) seni (alıp) götürsek (vefât ettirsek bile), hiç şübhesiz biz onlardan intikam alıcılarız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Öyle ise, seni alır götürürsek (vefat ettirirsek), muhakkak ki onlardan intikam alacağız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Eğer seni herhalde (onların aralarından) giderirsek, artık şüphe yok ki Biz onlardan intikam alıcılarız. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Seni onların arasından alsak bile yine onlardan intikam alırız. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Even if We take thee away, We shall be sure to exact retribution from them, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...