# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذْ قَالَ اِبْرٰه۪يمُ لِاَب۪يهِ وَقَوْمِه۪ٓ اِنَّن۪ي بَرَٓاءٌ مِمَّا تَعْبُدُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iż kâle ibrâhîmu li-ebîhi ve kavmihi innenî berâun mimmâ ta’budûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bir zamanlar İbrâhim babasına ve kavmine şöyle demişti: “Şüphesiz ben sizin taptıklarınızdan uzağım.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 26,27. İbrahim, babasına ve milletine demişti ki: "Beni yaratan hariç, sizin taptığınız şeylerden uzağım. Beni doğru yola eriştirecek olan şüphesiz O'dur." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hani İbrahim, babasına ve kavmine şöyle demişti: “Şüphesiz ben sizin taptıklarınızdan uzağım.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hani İbrahim babasına ve kavmine: "Gerçekten ben sizin taptığınız şeylerden uzağım. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir vakıt da İbrahim babasına ve kavmına dedi: haberiniz olsun ben o sizin taptıklarınızdan biriyim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bir zaman da İbrâhîm, babasına ve kavmine «Ben, demişdi, hakikat, sizin tapmakda olduklarınızdan uzağım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bir zaman da İbrâhîm babasına ve kavmine demişti ki: “Şübhesiz ki ben, (sizin)tapmakta olduğunuz şeylerden uzağım.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir vakit de İbrahîm babasına ve kavmine şöyle demişti: “- Bilin ki ben, sizin taptıklarınızdan berîyim. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve yâd et o vakti ki, İbrahim babasına ve kavmine dedi ki: «Şüphe yok, ben sizin ibadet ettiğiniz şeyden ırağım.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Vaktiyle İbrahim de babasına ve kavmine demişti ki: “Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Behold! Abraham said to his father and his people: "I do indeed clear myself of what ye worship: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 26. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...