# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الْحُبُكِۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-ssemâ-i żâti-lhubuk(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İç içe geçmiş kıvrım kıvrım yollara ve hârika bir şekilde desen desen işlenmiş yörüngelere sahip göğe yemin olsun ki! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 7, 8, 9. İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 7,8. İçinde yörüngeler bulunan göğe and olsun ki, ey inkarcılar, siz, şüphesiz aykırı görüştesiniz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 7,8. Yollara (yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak siz, (peygamber hakkında) çelişkili sözler söylüyorsunuz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yollara sahip göğe andolsun ki, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O düzgün hâreli Semaya kasem ederim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O haareli yollara saahib gök hakkı için, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 7,8. (Çeşitli) yollara sâhib olan göğe yemîn olsun ki, doğrusu siz (peygamber ve Kur'ân hakkında) gerçekten çeşitli sözler (iddiâlar) içindesiniz. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O (yıldızlara ait) güzel yollara sahib sema hakkı için ki: |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhtelif yolları hâvi olan gök hakkı için. |
11. | Ümit Şimşek Meali | And olsun yol yol olmuş semâya. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | By the Sky with (its) numerous Paths, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 7. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...