# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُٓوا اِنَّٓا اُرْسِلْنَٓا اِلٰى قَوْمٍ مُجْرِم۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû innâ ursilnâ ilâ kavmin mucrimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şöyle cevap verdiler: “Biz, günahlara batmış inkârcı bir topluma gönderildik.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 32,33,34. Elçiler: "Suçlu bir milletin üzerine, Rabbinin katından işaretli olarak, aşırı gidenlere mahsus sert taşlar göndermekle görevlendirildik" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 32,33,34. Onlar şöyle dediler: “Biz suçlu bir kavme (Lût’un kavmine), üzerlerine çamurdan, pişirilmiş ve Rabbinin katında haddi aşanlar için belirlenmiş taşlar yağdırmak için gönderildik.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar: "Gerçekten biz günahkâr bir kavim (olan Lût kavmine) gönderildik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biz, de dediler: Mücrim bir kavme gönderildik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlar «Biz günahkârlar güruhuna gönderildik», dediler, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Dediler ki: “Şübhesiz biz, bir günahkârlar topluluğuna gönderildik.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar dediler ki: “- Biz, günahkâr bir kavme (Lût peygamberin kavmine) gönderildik; |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (O melekler de) Dediler ki: «Şüphe yok, biz günahkârlar olan bir kavme gönderildik.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Dediler ki: “Biz mücrim bir kavme gönderildik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said, "We have been sent to a people (deep) in sin;- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 32. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...