# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ اَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle femâ ḣatbukum eyyuhâ-lmurselûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İbrâhim: “Gelişinizin asıl sebebi nedir, ey elçiler?” diye sordu. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İbrahim: "Ey Elçiler! Göreviniz nedir?" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İbrahim, onlara: “O hâlde asıl işiniz nedir ey elçiler?” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İbrahim, kendisine misafir olarak gelen meleklere: "Acaba sizin asıl önemli işiniz nedir ey elçiler?" dedi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İbrahim, o halde asıl me'muriyyetiniz nedir? ey mürselûn, dedi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (İbrâhîm) «Ey gönderilmiş (melekler) sizin haal-ü şanınız nedir?» dedi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (İbrâhîm:) “O hâlde (asıl) mühim işiniz nedir, ey elçiler?” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Hz. İbrahim, kendisine misafir olarak gelen meleklere) dedi ki: “- O halde istediğiniz nedir? (Niçin gönderildiniz)? Ey elçiler!...” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (İbrahim aleyhisselâm) Dedi ki: «O halde mühim işiniz neden ibarettir ey gönderilmiş zâtlar?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | İbrahim “Elçiler, işiniz nedir?” diye sordu. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (Abraham) said: "And what, O ye Messengers, is your errand (now)?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 31. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...