# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَمَّا جَٓاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِنْدِنَا قَالُٓوا اِنَّ هٰذَا لَسِحْرٌ مُب۪ينٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Felemmâ câehumu-lhakku min ‘indinâ kâlû inne hâżâ lesihrun mubîn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kendilerine tarafımızdan gerçek ulaşınca: “Bu, elbette düpedüz bir sihir!” dediler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: «Bu elbette apaçık bir sihirdir» dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Gerçek, katımızdan onlara gelince: "Doğrusu bu apaçık bir büyüdür" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Katımızdan kendilerine hak (mucize) gelince, “Şüphesiz bu, apaçık bir sihirdir” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine tarafımızdan hak gelince, "Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir." dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Tarafımızdan kendilerine hak geldiği vakıt her halde bu açık bir sihir dediler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Tarafımızdan kendilerine hak (mu'cize) geldiği vakit: «Her halde bu, apaçık bir sihirdir» dediler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Nihâyet onlara tarafımızdan hak gelince: “Doğrusu bu apaçık bir sihirdir” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Tarafımızdan kendilerine mûcize geldiği vakit, “ - Muhakkak bu açık bir sihirdir.” dediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Vaktâ ki onlara Bizim tarafımızdan hak geldi, «Şüphe yok ki bu elbette apaçık bir sahirdir,» dediler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Tarafımızdan onlara hak geldiğinde, “Bu düpedüz bir büyü” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When the Truth did come to them from Us, they said: "This is indeed evident sorcery!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yunus Sûresi 76. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...