# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | خَالِد۪ينَ ف۪يهِۜ وَسَٓاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ حِمْلًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ḣâlidîne fîh(i)(s) vesâe lehum yevme-lkiyâmeti himlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar bu yükün altında devamlı kalacaklardır. Kıyâmet gününde onların payına düşecek bu yük, ne kötü bir yüktür! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bu kimseler, onda (o günah yükünün altında) ebedî kalırlar. Onlar için kıyamet gününde bu ne kötü bir yüktür! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Devamlı bu günahın azabında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için ne kötüdür bu yük! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar o günahın cezası içinde ebediyen kalacaklardır. Sûra üfürüleceği gün, bu ağır yük onlar için ne kötü bir yüktür! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Devamlı o azabın altında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için, bu ne fena bir yüktür! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ebediyyen onun altında kalacaklar ki onlar içir Kıyamet günü o ne fena yüktür |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O (günâh) ın (cezası) içinde ebedî kalıcıdırlar. Bu, kıyamet gününde onlar için ne kötü bir yükdür! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar) onda (o vebâlin altında) ebedî olarak kalıcıdırlar. Kıyâmet gününde, onlar için (bu) ne fenâ bir yüktür! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ebedi olarak o azabın altında kalacaklar. Kıyâmet gününde, bu ne fena bir yüktür!.. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Orada ebedîyyen kalıcılardır ve onlar için Kıyamet gününde (O) ne fena bir yük olmuştur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar ebediyen o yükün altında kalırlar. Kıyamet gününde onlar için ne kötü bir yüktür o! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They will abide in this (state): and grievous will the burden be to them on that Day,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 101. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...