# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَيَأْتِيَهُمْ بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Feye/tiyehum baġteten vehum lâ yeş’urûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bu azap onlara, hiç beklemedikleri bir anda anısızın gelip çatacaktır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 200,201,202. Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 201,202,203. Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte bu (azab) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki geliversin de kendilerine ansızın, hiç farkında değillerken |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte bu (azab) onlara, kendileri de farkında olmayarak, ansızın gelecekdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte (bu azab) onlara haberleri olmadan, ansızın gelecektir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte, bu azab, hiç farkında değillerken, ansızın kendilerine gelecektir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık (o azap) onlara hiç farkedemez bir haldeler iken ansızın geliverir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O azap, hiç ummadıkları anda, birden bire onlara geliverir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But the (Penalty) will come to them of a sudden, while they perceive it not; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 202. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...
Kâf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ق (Kāf) harfinden alır. Resmî tertîbe göre 50, iniş sırasına göre 34. sûredir. ...
Yasin suresi Mekke’de nazil olmuştur. 83 ayettir. İsmini birinci ayette geçen يٰسٓ (Yasin) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, nüzul (İniş) sırası ...
Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأ ...