# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ اِنّ۪ي لِعَمَلِكُمْ مِنَ الْقَال۪ينَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle innî li’amelikum mine-lkâlîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Lût onlara: “Şüphesiz ben, yaptığınız bu işten nefret ediyorum” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Lût: Doğrusu, dedi, ben sizin bu işinizden tiksinmekteyim! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 168,169. Lut: "Doğrusu yaptığınıza çok kızanlardanım. Rabbim! Beni ve ailemi bunların yapageldiği kötülükten kurtar" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Lût, şöyle dedi: “Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Lût "Doğrusu ben, dedi, sizin bu işinize buğzedenlerdenim." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ben, dedi: doğrusu sizin amelinize buğz edenlerdenim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Luut) dedi: «Ben sizin bu yapdığınıza elbette buğz edenlerdenim». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Lût) dedi ki: “Şübhesiz ki ben, (sizin bu) işinize buğz edenlerdenim!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Lût, kavmine şöyle) dedi: “- Doğrusu ben, sizin yaptıklarınıza buğz edenlerdenim. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Şüphe yok, ben sizin işlediğiniz şey için buğz edenlerdenim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Lût dedi ki: “Ben sizin yaptığınız işten şiddetle nefret edenlerdenim. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said: "I do detest your doings." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 168. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...