# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّا زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِز۪ينَةٍۨ الْكَوَاكِبِۙ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ zeyyennâ-ssemâe-ddunyâ bizînetin(i)lkevâkib(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şüphesiz biz yere en yakın göğü muhteşem güzelliklerle, parlak birer inci demeti gibi ışıldayan yıldızlarla süsledik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Şüphesiz Biz, yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz, en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gerçekten biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla süsledik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bakınız biz o Dünya Semayı (o yakın Göğü) bir ziynetle donattık: kevakib |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hakîkat biz (size) en yakın göğü bir zînetle, yıldızlarla (donatıp) süsledik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki biz, en yakın göğü (dünya semâsını) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten biz, en aşağıda olan gökyüzünü, yıldızlardan ibaret bir süsle donattık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak ki, Biz yakın olan göğü ziynet ile yıldızlar ile bezedik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz Dünya semâsını yıldızlardan süslerle donattık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We have indeed decked the lower heaven with beauty (in) the stars,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 6. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...
Kâf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ق (Kāf) harfinden alır. Resmî tertîbe göre 50, iniş sırasına göre 34. sûredir. ...
Yasin suresi Mekke’de nazil olmuştur. 83 ayettir. İsmini birinci ayette geçen يٰسٓ (Yasin) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, nüzul (İniş) sırası ...
Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأ ...