# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ نَعَمْ وَاَنْتُمْ دَاخِرُونَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul ne’am ve entum dâḣirûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Evet, hem de zelil ve perişan bir halde diriltileceksiniz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "Evet hem de zelil ve hakir olarak." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "Evet, hem de sizler çok aşağılanmış olarak (dirileceksiniz)." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sen de ki: «Evet (diriltileceksiniz). Hem siz (hepiniz) hor ve hakıyr olarak». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) De ki: “Evet! Hem de siz zelîl kimseler olarak (diriltileceksiniz)!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), de ki: “- Hem hepiniz zelîl ve hakîr olarak (diriltileceksiniz).” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: Evet. Hem de horlanmış şekilde diriltileceksiniz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say thou: "Yea, and ye shall then be humiliated (on account of your evil)." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 18. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...