# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَعِنْدَهُ عِلْمُ الْغَيْبِ فَهُوَ يَرٰى | |
Türkçe Okunuşu * | E’indehu ‘ilmu-lġaybi fehuve yerâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yoksa gaybın bilgisi kendi yanında bulunuyor da, oradan bakıp geleceği mi görüyor? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Acaba gaybın bilgisi kendi yanındadır da o görüyor mu? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Görülmeyenin ilmi yanında da o mu görüyor? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Gayb’ın ilmi kendi yanında da o gerçeği mi görüyor? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gaybın bilgisi kendi yanındadır da, o mu görüyor? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Gayb ılmi yanında da artık görüyor mu? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Gaybın ilmi onun nezdindedir de kendisi mi görüyor?! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Gaybın ilmi onun yanında mıdır ki, o (amelinin netîcesini) görüyor (da göze alabiliyor)! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gaybın ilmi, o cimrinin yanındadır da, (başkasının günahını kaldıracağını, bir gerçek olarak) kendisi mi görüyor? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ya gayba ait bilgi onun yanında mıdır ki, artık o görüyor. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yoksa kendisinde gayb bilgisi var da görünmeyen âlemleri mi görüyor? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | What! Has he knowledge of the Unseen so that he can see? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Necm Sûresi 35. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...