# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ عَمَّا قَل۪يلٍ لَيُصْبِحُنَّ نَادِم۪ينَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle ‘ammâ kalîlin leyusbihunne nâdimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah da: “Çok geçmeden onlar mutlaka pişman olacaklar” buyurdu. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah şöyle buyurdu: Pek yakında onlar mutlaka pişman olacaklar! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Allah da: "Az sonra pişman olacaklar" buyurdu. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Allah, “Yakın zamanda mutlaka pişman olacaklardır!” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah şöyle buyurdu: "Pek yakında onlar pişman olacaklar!" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Buyurdu ki: az bir zamanda nâdim olacaklar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Buyurdu: «Âz bir (zamanda) her halde peşîman olacaklar onlar». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Allah:) “Az (bir zaman) sonra (onlar) mutlaka pişmanlık duyan kimseler olacaklar!” buyurdu. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah buyurdu ki: “- Az bir zamanda (azabı görünce) pişman olacaklar.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Cenâb-ı Hak da vahyen) Buyurdu ki: «Biraz sonra elbette ki pişman olarak sabahlayacaklardır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Allah buyurdu ki: Az bir zaman sonra onlar pişman olacaklar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | ((Allah)) said: "In but a little while, they are sure to be sorry!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 40. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...