Mü'minûn Sûresi(23) 28. Ayet


28 / 118


# Meal Ayet
Arapça فَاِذَا اسْتَوَيْتَ اَنْتَ وَمَنْ مَعَكَ عَلَى الْفُلْكِ فَقُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي نَجّٰينَا مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ
Türkçe Okunuşu * Fe-iżâ-steveyte ente vemen me’ake ‘alâ-lfulki fekuli-lhamdu li(A)llâhi-lleżî neccânâ mine-lkavmi-zzâlimîn(e)
1. Ömer Çelik Meali “Sen ve yanındakiler gemiye binip yerleştiğinizde: «Bizi o zâlimlerin elinden kurtaran Allah’a hamdolsun» de!”
2. Diyanet Vakfı Meali Sen, yanındakilerle birlikte gemiye yerleştiğinde: «Bizi zalimler topluluğundan kurtaran Allah'a hamdolsun» de.
3. Diyanet İşleri (Eski) Meali Ey Nuh! Sen ve beraberindekiler gemiye yerleşince: "Bizi zalim milletten kurtaran Allah'a hamdolsun" de.
4. Diyanet İşleri (Yeni) Meali Sen ve beraberindeki kimseler, gemiye bindiğiniz zaman: “Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah’a hamd olsun” de.
5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Sen, yanındakilerle beraber gemiye yerleştiğinde: "Bizi zalimler topluluğundan kurtaran Allah'a hamdolsun" de.
6. Elmalılı Meali (Orjinal) Meali Binaenaleyh sen maıyyetindekilerle geminin üzerine çıktığında da de ki: hamd o Allaha ki bizi o zalim kavminden kurtardı
7. Hasan Basri Çantay Meali Artık sen, maiyyetinde bulunanlarla beraber, geminin üstüne doğrulunca (şöyle) de: «Bizi o zaalimler güruhundan selâmete erdiren Allaha hamd olsun».
8. Hayrat Neşriyat Meali O hâlde sen, yanında bulunanlarla berâber gemiye yerleştiğin zaman artık de ki: “Bizi o zâlimler topluluğundan kurtaran Allah'a hamd olsun!”
9. Ali Fikri Yavuz Meali (Ey Nûh), sen beraberindekilerle geminin üzerine çıktığın zaman de ki: “- Hamd, O Allah'a olsun ki, bizi zalim bir kavimden kurtarmıştır.”
10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali İmdi sen ve seninle beraber olanlar geminin üzerine çıktığınızda de ki: «Hamd o Allah'a olsun ki, bizi o zalimler olan kavimden kurtardı.»
11. Ümit Şimşek Meali “Sen ve beraberindekiler gemiye bindiğiniz zaman, 'Hamd olsun bizi o zalimler güruhundan kurtaran Allah'a' de.
12. Yusuf Ali (English) Meali And when thou hast embarked on the Ark - thou and those with thee,- say: "Praise be to Allah, Who has saved us from the people who do wrong."
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.
Mü'minûn Sûresi 28. ayetinin tefsiri için tıklayınız
* Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-59-ayeti-ne-anlatiyor-195002-m.jpg
Enâm Suresinin 59. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...