# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ جَعَلْنَاهُ نُطْفَةً ف۪ي قَرَارٍ مَك۪ينٍۖ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme ce’alnâhu nutfeten fî karârin mekîn(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonra onu bir nutfe hâlinde son derece sağlam ve emniyetli bir karargâha yerleştirdik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sonra onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra onu az bir su (meni) hâlinde sağlam bir karargâha (ana rahmine) yerleştirdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra onu emin ve sağlam bir karargahta (rahimde) nutfe (sperma) haline getirdik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra onu oturaklı bir karargâhta bir nufte yaptık |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra onu sarp ve metîn bir karargâhda bir nutfe yapdık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra onu sağlam bir yerde (ana rahminde) bir nutfe (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsa) olarak yerleştirdik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra Adem'in neslini, sağlam bir yerde (rahimde) bir nutfe (az bir su) yaptık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra onu metin bir karargâhta bir nutfe kıldık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sonra ona sağlam bir karar yerinde bir nutfe yaptık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then We placed him as (a drop of) sperm in a place of rest, firmly fixed; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 13. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...