# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَكَذٰلِكَ حَقَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَنَّهُمْ اَصْحَابُ النَّارِۢ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve keżâlike hakkat kelimetu rabbike ‘alâ-lleżîne keferû ennehum ashâbu-nnâr(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Neticede, Rabbinin inkâr edenler hakkındaki: “Onlar ateşin yârân ve yoldaşlarıdır” sözü gerçekleşmiş olacak. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İnkâr edenlerin cehennem ehli olduklarına dair Rabbinin sözü böylece gerçekleşti. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnkar edenlerin cehennemlik olduklarına dair Rabbinin sözü böylece gerçekleşti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Böylece Rabbinin, inkâr edenler hakkındaki, “Onlar cehennemliklerdir” sözü gerçekleşmiş oldu. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte o nankörlük eden kâfirlere Rabbinin (azab) sözü öyle hak oldu. Onlar, mutlaka cehennemliktirler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve işte o nankörlük eden kâfirlere rabbının kelimesi öyle hakk oldu, onlar nâra yanacaklar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Kâfirlere karşı Rabbinin, onları muhakkak ateş yârânı oldukları (na âid bulunan), sözü işte böyle tahakkuk etmişdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Böylece Rabbinin, inkâr edenler üzerine “Şübhesiz onlar, ateş ehlidirler” sözü hak oldu. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte peygamberleri tekzib edenlere, Rabbinin azab vaadi böylece vacib oldu. Onlar cehennemliktirler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte öylece Rabbinin kelimesi, kâfir olanların üzerine hak olmuştur. Şüphe yok ki onlar, ateş yârânıdırlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İnkâr edenlerin ateş ehli olduklarına dair Rabbinin sözü işte böylece gerçekleşmiştir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Thus was the Decree of thy Lord proved true against the Unbelievers; that truly they are Companions of the Fire! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'min Sûresi 6. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...