# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَا تُبْق۪ي وَلَا تَذَرُۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Lâ tubkî velâ teżer(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O, içine atılanı yaktıkça yakar, hepsini yer bitirir; hem de onu eski hâline getirip aynı azabı yapmaktan vazgeçmez. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O, ne geri bırakır ne de azabdan vazgeçer. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Geride bir şey koymaz, bırakmaz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ne geriye bir şey kor, ne bırakır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ne bakıyye kor ne bırakır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hem (bedeninden hiçbir eser) bırakmaz (hepsini helak eder), hem yine (eski haaline getirib aynı azâbı yapmakdan) vaz geçmez o, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 28,29. (O,) ne (et, kemik) bırakır, ne de terk eder! (Ölmezler ki kurtulsunlar!) İnsana çok susamıştır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (İnsanların bedeninde et) bırakmaz, (kemik de) koymaz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ne bırakır, ve ne de terkeder, |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ne iz bırakır, ne vazgeçer. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Naught doth it permit to endure, and naught doth it leave alone!- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Müddessir Sûresi 28. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...