# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَقَدْ اَحْصٰيهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّاۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Lekad ahsâhum ve’addehum ‘addâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şüphesiz Allah onları ilmiyle ve kudretiyle her yönden kuşatmış; onları ve amellerini birer birer saymıştır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O, bunların hepsini kuşatmış ve sayılarını tesbit etmiştir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | And olsun ki onların adedini bilmiş ve teker teker saymıştır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun, Allah onları ilmiyle kuşatmış ve tek tek saymıştır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | And olsun ki Allah onların hepsini kuşatmış, kendilerini ve yaptıklarını bir bir saymıştır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kasem olsun ki hepsini ihsa etmiş, hepsini sayıile ta'dad buyurmuştur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun ki O, bunları cem'iyyet olarak da saymış, ferdler olarak da saymışdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | And olsun ki (O), onları (ilmiyle) kuşatmış, hem onları (ve yaptıklarını) birer birer saymıştır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yemin olsun ki, Allah hepsini kuşatmış, sayılarını ve işlerini bilmiştir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kasem olsun ki, onları kuşatmıştır ve onları saymakla saymıştır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Allah onların hepsini kuşatmış, herbirini tek tek saymıştır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He does take an account of them (all), and hath numbered them (all) exactly. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meryem Sûresi 94. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...