# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَسَيُجَنَّبُهَا الْاَتْقٰىۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve seyucennebuhâ-l-etkâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten çok çok sakınan kimse o ateşten uzak tutulur; |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 17, 18. Temizlenmek üzere malını hayra veren iyiler ondan (ateşten) uzak tutulur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 17,18. Arınmak için malını veren, en çok sakınan kimse ise ondan uzak tutulur. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 17,18. Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | En çok korunan ise ondan uzaklaştırılacaktır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O en müttakî olan ise ondan uzaklaştıkca uzaklaşdırılacaktır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 17,18. Halbuki çok sakınan, malını (Allah nezdinde sırf) temizlenmek için veren ondan uzaklaşdırılacakdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 17,18. Malını (Allah katında) temizlenmek için veren, (günahlardan) en çok sakınan(mü'minler) ise, ondan uzaklaştırılacaktır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Uzaklaştırılacaktır ondan, takva sahibi olan, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve çok muttakî olan ise ondan uzaklaştırılacaktır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Takvâ sahibi olan ise ondan uzak tutulur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But those most devoted to Allah shall be removed far from it,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Leyl Sûresi 17. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...