# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَدُّوا لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Veddû lev tudhinu feyudhinûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İstiyorlar ki, sen inancından taviz vererek onlara yumuşak davranasın da, buna mukâbil onlar da sana yumuşak davransınlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar isterler ki, sen yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | (Onlar sana indirilen ayetlerden beğenmediklerini bırakman suretiyle senin) kendilerine yumuşak davranmanı isterler; böyle yapsan, onlar da seni över, yumuşak davranırlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar istediler ki yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Arzu ettiler ki müdahene etsen, o vakıt müdahene edeceklerdi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlar arzuu etdiler ki sen yumuşak davranasın da kendileri de yumuşaklık göstersinler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar) arzu ettiler ki, (sen, kendilerine) yumuşak davranasın da, (onlar da sana hoşgörülü ve) yumuşak davransınlar! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Arzu ettiler ki, (kendilerine) yumuşaklık göstersen, onlar da sana yumuşak davransalar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlar arzu ettiler ki sen yaltaklanıvermiş olsa idin. O zaman onlar da yaltaklanacaklardı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlara yaltaklanmanı isterler, tâ ki onlar da sana yaltaklansınlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Their desire is that thou shouldst be pliant: so would they be pliant. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kalem Sûresi 9. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...