# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَوْلَٓا اَنْ ثَبَّتْنَاكَ لَقَدْ كِدْتَ تَرْكَنُ اِلَيْهِمْ شَيْـًٔا قَل۪يلًاۗ | |
Türkçe Okunuşu * | Velevlâ en śebbetnâke lekad kidte terkenu ileyhim şey-en kalîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Eğer biz sana tam sebât vermemiş olsaydık, onlara çok küçük de olsa bir meyil gösterebilirdin. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sana sebat vermemiş olsaydık, and olsun ki, az da olsa onlara meyledecektin. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık, az kalsın onlara biraz meyledecektin. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık, nerdeyse sen onlara birazcık meyledecektin. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve eğer biz sana sebat vermemiş olsa idik sen onlara az bir şey meyledeyazdındı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Eğer sana sebat vermiş olmasaydık, andolsun ki, sen onlara (belki) biraz meyl edecekdin. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki (biz) sana sebat vermemiş olsaydık, gerçekten nerede ise onlara az bir şey meyledecektin. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık, sen onlara az bir şey meyledecektin. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve eğer Biz seni tesbit etmemiş olsa idik, az kaldı onlara biraz meyil edecek idin. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Eğer sana sebat vermemiş olsaydık, neredeyse sen de bir parça onlara meyledecektin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And had We not given thee strength, thou wouldst nearly have inclined to them a little. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 74. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...