# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَٓاءَهُمْ يَوْمًا ثَق۪يلًا | |
Türkçe Okunuşu * | İnne hâulâ-i yuhibbûne-l’âcilete ve yeżerûne verâehum yevmen śekîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şu günahkâr kâfirler, çarçabuk geçen dünya hayatını seviyorlar da, önlerinde kendilerini bekleyen o korkunç kıyâmet gününü bir kenara bırakıyorlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu insanlar, çabuk elde edilen dünya nimetlerini severler de ağırlığı çekilmez günü arkalarında bırakırlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şunlar (inanmayanlar) dünyayı tercih ediyorlar ve çetin bir günü arkalarına atıyorlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Çünkü onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü arkaya atıyorlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Çünkü onlar pîşini severler ve önlerindeki ağır bir günü bırakırlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hakıykat, bunlar o çabucak geçen (dünyâyi) severler, önlerindeki o çetin günü bırakırlar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhe yok ki şunlar (kâfirler), âcil olanı (çabuk geçen dünya hayâtını) seviyorlar da, önlerindeki ağır bir günü (kıyâmeti) bırakıyorlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Çünkü bunlar (Mekke kâfirleri), peşin dünyayı severler ve önlerindeki (şiddeti) ağır bir günü bırakırlar. (Ahiretin azabından korkub da imana gelmezler). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki onlar, peşin olanı severler ve önlerindeki pek ağır bir günü bırakırlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Şunlar pek ağır bir günü bırakıyorlar da önlerindeki peşin dünyaya bağlanıyorlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | As to these, they love the fleeting life, and put away behind them a Day (that will be) hard. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İnsan Sûresi 27. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...