# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْل۪يلًا | |
Türkçe Okunuşu * | Ve dâniyeten ‘aleyhim zilâluhâ ve żullilet kutûfuhâ teżlîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Cennet ağaçlarının huzur ve rahatlık veren gölgeleri onları bürür. Salkım salkım meyveler, hemen elleriyle koparacakları mesafeye kadar sarkar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve onların koparılması kolaylaştırılmıştır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Üzerlerine cennetin gölgeleri sarkmış, cennetin meyveleri (kolayca alınacak şekilde) yakınlaştırılarak hazırlanmıştır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış, meyveleri bol bol önlerine konmuştur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Üzerlerine o Cennet gölgeleri sarkmış ve devşirimleri mebzûl mebzûl önlerine konmuştur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ve gölgeleri onlara yakın, meyveleri de emirlerine (her an ve her suretle) boyun eğdirilmiş olarak. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Cennet ağaçlarının) gölgeleri üzerlerine yakındır, meyveleri de (kolayca koparabilecekleri şekilde) iyice sarkıtılmıştır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (O cennetteki ağaçların) gölgeleri üzerlerine sarkmış, meyvaları da bol bol önlerine konmuştur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onların üzerlerine (o cennetin) gölgeleri yakındır, meyveleri de kemal-i itaatle musahhar bulunmuştur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Cennet ağaçlarının gölgesi üzerlerine sarkmış, meyveleri ise hemen koparılacak gibi eğilmiştir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And the shades of the (Garden) will come low over them, and the bunches (of fruit), there, will hang low in humility. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İnsan Sûresi 14. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...