# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Feyu’ażżibuhu(A)llâhu-l’ażâbe-l-ekber(a) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah onu en büyük azapla cezalandırır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 21, 22, 23, 24, 25, 26. O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 23,24. Ama kim yüz çevirir, inkar ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 23,24. Ancak, kim yüz çevirir, inkâr ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah ona en büyük azap ile azap edecek. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki Allah onları en büyük azâb ile ta'zib edecek |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Allah da onu en büyük azâb ile azâblandırır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 23,24. Ancak kim yüz çevirip inkâr ederse, o takdirde Allah, onu en büyük azâb ile cezâlandırır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah onu, en büyük azabla azablandıracaktır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık Allah, onu en büyük azap ile muazzep kılar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Allah onu azabın en büyüğüyle cezalandırır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Allah will punish him with a mighty Punishment, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Gâşiye Sûresi 24. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...