Fetih Sûresi 15. Ayet Tefsiri


15 / 29


Fetih Sûresi Hakkında

Fetih sûresi hicretin altıncı senesinde Resûlullah (s.a.s.) Hudeybiye’den Medine’ye dönüşü esnâsında Mekke ile Medine arasında nâzil olmuştur. Genel taksime göre Medine’de indiği kabul edilir. 29 âyettir. İsmini, Peygamberimiz (s.a.s.)’e büyük bir zafer olan Hudeybiye Mûsâlahasını müjdeleyen birinci âyetindeki فَتْحًا مُب۪ينًا (fethan mübînen) ifadesinden alır. Resmi tertîbe göre 48, iniş sırasına göre ise 109. suredir.

Fetih Sûresi Konusu

Sûre, hicretin altıncı senesinde müşriklerle imzalanan ve İslâm’ın dünya üzerinde kabul görüp yayılmasına zemin hazırlayan büyük bir zafer olma hususiyeti taşıyan Hudeybiye anlaşmasından bahsederek söze başlar. Her ne kadar başlangıçta bir kısım mü’minler işin ciddiyet ve ehemmiyetini kavramakta zorluk çekseler de neticede o, büyük bir başarı ve fetih olarak tecelli eder. Hudeybiye seferine katılıp, Mekke’ye elçi olarak gönderilen Hz. Osman’ın öldürüldüğü şayiası üzerine, eğer haber doğruysa kanlarının son damlasına kadar savaşacaklarına dair Efendimiz (s.a.s.)’e bey‘at eden ashâb-ı kirâm (r.a.) methedilir; bunların aslında Allah’a bey‘at ettikleri bildirilir. Bu mü’minlere çok parlak istikballer, zaferler ve ganimetler va‘dedilir. Diğer taraftan mal ve evlat engeline takılıp Hudeybiye seferine katılamayan münafıkların iç âlemlerinin karışıklığı, çarpık duyguları ve bunların söz ve fiillerine akseden menfi görüntüleri birer ibret tablosu halinde sergilenir. Her hâdiseye nasıl nefsânî pencereden baktıkları belgelenir. Son olarak Mekke fethinin müjdesi verilir ve bunun gerçekleşme planları öğretilir. Allah’ın dininin mutlaka galip geleceği bildirilirken, bu hak dini dünyaya galip kılacak olan ve sahâbe neslinde örneklenen kamil mü’minlerin, örnek İslâm cemaatinin başlıca vasıfları beyân edilir.

Fetih Sûresi Nuzül Sebebi

         Hicretten sonra gelen âyetler ve sûreler, başka bir yerde vahyedilse bile Medine’de gelmiş sayıldığı için Fetih sûresi de hicretin 6. yılında, Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra, bir gece Mekke yakınlarında, Cum‘a sûresinden sonra, Mâide’den önce nâzil olduğu halde Medine’de gelen sûreler listesinde yerini almıştır. Güvenilir kaynaklarda bulunan şu rivayet, sûrenin inişiyle ilgili önemli bilgiler vermektedir: Hz. Peygamber bir seferinde (Müslim’deki bir rivayete göre Hudeybiye dönüşünde; “Cihâd”, 97) gece yürürken yanında bulunan Hz. Ömer kendisine bir soru yöneltir; üç kere tekrarladığı halde cevap alamayınca üzüntü ve endişe içinde yanından uzaklaşır. Kendisi hakkında bir âyet gelmesinden korkar. Biraz sonra ona Hz. Peygamber’in kendisini çağırdığı duyurulur. Yanına gelince Peygamber efendimiz Ömer’e, yeni geldiğini bildirdiği Fetih sûresinin ilk âyetlerini okur (Buhârî, “Tefsîr”, 48/1). Daha detaylı ve sahih olan rivayetlere göre bu olay, Hudeybiye seferinden dönerken değil, Hudeybiye’de savaşmak yerine, ilk bakışta müslümanların aleyhinde gibi gözüken şartlarla sulha karar verildiğinde meydana gelmiştir. Hz. Ömer oldukça heyecanlı ve sert bir üslûpla Peygamberimiz’e birkaç kere, “müslümanlar haklı, onlar haksız oldukları halde neden bu aşağılayıcı barışın yapıldığını” sormuş, “Ben Allah’ın elçisiyim, O, elçisini mahcup etmeyecektir” cümlesinden başka cevap alamamıştı. Bir müddet sonra Peygamber efendimiz Ömer’i çağırdı ve kendisine hem sulhun bir fetih olduğunu açıkladı hem de yeni gelmiş olan Fetih sûresinden bir miktar okudu (Buhârî, “Tefsîr”, 48/5; Müslim, “Cihâd”, 94). Buna göre Müslim’deki diğer rivayette geçen “Hudeybiye’den dönerken” kaydını, “barış yapmaya ve umre yapmadan dönmeye karar verilince” şeklinde anlamak, râvinin bunu kastettiğini söylemek gerekecektir.

Fetih Sûresi Fazileti

         Fetih sûresinin değeri ve özelliği hakkında Hz. Peygamber şu açıklamayı yapmıştır: “Bu gece bana, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha değerli ve güzel bir sûre gönderildi”; Peygamberimiz bunu söyledikten sonra Fetih sûresini okumuşlardır (Buhârî, “Tefsîr”, 48/1).

سَيَقُولُ الْمُخَلَّفُونَ اِذَا انْطَلَقْتُمْ اِلٰى مَغَانِمَ لِتَأْخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعْكُمْۚ يُر۪يدُونَ اَنْ يُبَدِّلُوا كَلَامَ اللّٰهِۜ قُلْ لَنْ تَتَّبِعُونَا كَذٰلِكُمْ قَالَ اللّٰهُ مِنْ قَبْلُۚ فَسَيَقُولُونَ بَلْ تَحْسُدُونَنَاۜ بَلْ كَانُوا لَا يَفْقَهُونَ اِلَّا قَل۪يلًا ﴿١٥﴾
Karşılaştır 15: Siz Hayber’deki ganimetleri almaya gittiğinizde Hudeybiye seferinden geri kalanlar: “Bırakın, biz de sizin peşinizden gelelim” diyecekler. Onlar, Allah’ın hükmünü değiştirmek istiyorlar. De ki: “Siz bizimle asla gelemezsiniz; çünkü Allah daha önce hakkınızda böyle buyurdu.” Bu kez: “Aslında siz bizi kıskanıyorsunuz” diyecekler. Bilakis onlar, meselenin özünü kavrayamayan anlayışı kıt kimselerdir.

TEFSİR:

Resûlullah (s.a.s.) hicretin altıncı senesi Hudeybiye’den döndükten sonra, yedinci senenin başlarında Hayber’in fethi için sefere çıktı. Bu sefere sadece Hudeybiye seferine iştirak eden sahâbe-i kirâm katıldı. Mazereti olmaksızın Hudeybiye’ye katılmayan kabileler ceza olarak Hayber’in fethine iştirak ettirilmedi. Hayber fethedildi ve bu fetihten müslümanlara pek çok ganimet düştü. Ganimet hırsına kapılan bedeviler, gelip Peygamberimiz (s.a.s.)’den talepte bulundularsa da, talepleri reddedildi. Çünkü Allah’ın emri bu şekilde idi ve Efendimiz (s.a.s.)’in buna aykırı davranması mümkün değildi. İşte âyet-i kerîme bu olaya işaret etmektedir.

Bahsedilen bedevi kabilelere İslâm’a dönüp Peygamber’in rızasını kazanmaları için şöyle bir çıkış yolu gösterilmektedir:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-120-ayeti-ne-anlatiyor-194888.jpg
Maide Suresinin 120. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: لِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا ف۪يهِنَّۜ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ Göklerin, yerin ve bunlardaki ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-109-ayeti-ne-anlatiyor-194874.jpg
Maide Suresinin 109. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَوْمَ يَجْمَعُ اللّٰهُ الرُّسُلَ فَيَقُولُ مَاذَٓا اُجِبْتُمْۜ قَالُوا لَا عِلْمَ لَنَاۜ اِنَّكَ اَنْتَ عَلَّامُ الْغُيُو ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-105-ayeti-ne-anlatiyor-194854-m.jpg
Maide Suresinin 105. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا عَلَيْكُمْ اَنْفُسَكُمْۚ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْۜ اِلَى اللّٰهِ مَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-100-ayeti-ne-anlatiyor-194841-m.jpg
Maide Suresinin 100. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَب۪يثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَب۪يثِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْب ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-90-ayeti-ne-anlatiyor-194828.jpg
Maide Suresinin 90. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْاَنْصَابُ وَالْاَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/nisa-suresi-100-ayet-ne-anlatiyor-ve-inis-sebebi-nedir-194825-m.jpg
Nisa Suresi 100. Ayet Ne Anlatıyor ve İniş Sebebi Nedir?

Nisâ sûresi Medine’de nâzil olmuştur, 176 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “kadınlar” mânasına gelen اَلنِّسَاءُ (Nisâ) kelimesinden alır. A ...