# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ هٰذَا مَا كُنْتُمْ بِه۪ تَمْتَرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne hâżâ mâ kuntum bihi temterûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İşte hakkında şüphelenip durduğunuz gerçek buydu! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 47, 48, 49, 50. (Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! (ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin! İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 47,48,49,50. "Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün" denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte sizin inkâr edip durduğunuz şey budur." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte o sizin şekk ve mücadele edip durduğunuz bu |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Şübhesiz ki bu, (hakkında) şübhe, ve mücâdele edib durduğunuz şeydir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Şübhesiz bu (azab), hakkında şübhe edip durduğunuz şeydir!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte bu azab, sizin (dünyada) şübhe edip durduğunuz şeydir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Şüphe yok ki, işte bu, kendisinde şekk eder olduğunuz şeydir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | İşte şüpheyle karşıladığınız şey buydu. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Truly this is what ye used to doubt!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 50. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا عَلَيْكُمْ اَنْفُسَكُمْۚ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْۜ اِلَى اللّٰهِ مَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَب۪يثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَب۪يثِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْب ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْاَنْصَابُ وَالْاَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْ ...
Nisâ sûresi Medine’de nâzil olmuştur, 176 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “kadınlar” mânasına gelen اَلنِّسَاءُ (Nisâ) kelimesinden alır. A ...
Hucurât sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 4. âyette geçen ve “odalar” mânasına gelen اَلْحُجُرَاتُ (hucurât) kelimesinden alır. Bu ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ Allah’ın siz ...