# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ الَّذ۪ينَ اسْتَكْبَرُٓوا اِنَّا بِالَّذ۪ٓي اٰمَنْتُمْ بِه۪ كَافِرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle-lleżîne-stekberû innâ billeżî âmentum bihi kâfirûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Büyüklük taslayan o zâlimler ise: “Siz neye inanıyorsanız, işte biz de onu bütünüyle inkâr ediyoruz” diye karşılık verirlerdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Büyüklük taslayanlar dediler ki: «Biz de sizin inandığınızı inkâr edenleriz.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 76,77. Büyüklük taslayanlar, "Sizin inandığınızı biz inkar ediyoruz" dediler ve dişi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar, "Ey Salih, eğer sen peygambersen bizi tehdit ettiğin azaba uğrat bakalım" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Büyüklük taslayanlar, “Şüphesiz biz sizin inandığınız şeyi inkâr edenleriz” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Büyüklük taslayanlar: "Biz, sizin inandığınızı inkâr edenleriz!" dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O kibirlerine yediremiyenler doğrusu, dediler: biz o sizin iyman ettiğiniz şeye kâfirleriz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Yine) o kibirlenen kimseler: «Biz, doğrusu o sizin îman etdiğinizi inkâr ile kâfir olanlarız» dedi (ler). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O büyüklük taslayanlar: “Doğrusu biz (de sizin) kendisine îmân ettiğiniz şeyi inkâr eden kimseleriz!” dedi(ler). |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O kibirlenerek iman etmiyenler, “ - Doğrusu biz, o sizin iman ettiğiniz şeyi inkâr eden kâfirleriz.” dediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kendilerini büyük görenler ise dedi ki: «Biz muhakkak sizin o imân ettiğiniz şeye kâfirleriz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Büyüklük taslayanlar ise, “Sizin inandığınız şeyi biz reddediyoruz” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The Arrogant party said: "For our part, we reject what ye believe in." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 76. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...