# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَأْتُوكَ بِكُلِّ سَاحِرٍ عَل۪يمٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Ye/tûke bikulli sâhirin ‘alîm(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Ne kadar mahir, usta sihirbaz varsa hepsini toplayıp getirsinler.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 111, 112. Dediler ki: Onu da kardeşini de beklet; şehirlere toplayıcılar (memurlar) yolla. Bütün bilgili sihirbazları sana getirsinler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 111,112. "Onu ve kardeşini eğle; şehirlere toplayıcılar gönder, bütün bilgin sihirbazları sana getirsinler" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Bütün usta sihirbazları (toplayıp) sana getirsinler.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | mâhir sihirbazların hepsini sana getirsinler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 111,112. Dediler ki: «Onunla kardeşini alıkoy, şehirlere toplayıcılar yolla da bilgiç sihirbaz (lar) in hepsini getirsinler sana». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 111,112. (Onlar da:) “Onu ve kardeşini (Hârûn'u) beklet ve şehirlere toplayıcılar gönder! Bütün bilgin sihirbazları sana getirsinler!” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ne kadar bilgiç sihirbazlar varsa, hepsini sana getirsinler.” dediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Her bilgin büyücüyü sana getirsinler.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Bütün usta büyücüleri toplayıp sana getirsinler.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And bring up to thee all (our) sorcerers wellversed."( ) |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 112. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...