# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِمْ اٰيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لِلْحَقِّ لَمَّا جَٓاءَهُمْۙ هٰذَا سِحْرٌ مُب۪ينٌۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iżâ tutlâ ‘aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâle-lleżîne keferû lilhakki lemmâ câehum hâżâ sihrun mubîn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlara âyetlerimiz açık açık okunduğunda içlerinden inkâra saplananlar, kendilerine ulaşan Kur’an hakkında: “Bu düpedüz bir büyü!” dediler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman hakikat kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler: «Bu, apaçık bir büyüdür» dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman inkar edenler, kendilerine gelen gerçek için: "Bu, apaçık bir büyüdür" derler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine geldiğinde Hak (kitap Kur’an) için, düşünmeden “Bu, apaçık bir büyüdür” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bizim âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman inkâr edenler kendilerine gelen hak kitap için: "Bu apaçık bir büyüdür." dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Karşılarında âyetlerimiz açık açık, parlak parlak okunurken de o küfredenler dediler ki hakka, kendilerine geldiği zaman: bu parlak bir sihir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Karşılarında açık açık âyetlerimiz okunduğu vakit (içlerinde) o küfredenler, kendilerine o hak gelince «Bu, apâşikâr bir büyüdür» dediler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve âyetlerimiz onlara açıkça okunduğunda inkâr edenler, kendilerine geldiği vakit o hak olan (Allah kelâmın)a dedi ki: “Bu apaçık bir sihirdir!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlara açık ve parlak olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o kâfirler, kendilerine hak olan o ayetler gelince, dediler ki: “- Bu açık bir sihirdir.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlara karşı açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman kendilerine geldiği vakit hakkı inkâr edenler dedi ki: «İşte bu bir apaçık sihirdir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kendilerine apaçık âyetlerimiz okunduğu zaman, o kâfirler, kendilerine gelmiş olan hak kitap için “Bu düpedüz büyü” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When Our Clear Signs are rehearsed to them, the Unbelievers say, of the Truth when it comes to them: "This is evident sorcery!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ahkaf Sûresi 7. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...