# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاِذَا جَٓاءَتِ الصَّٓاخَّةُۘ | |
Türkçe Okunuşu * | Fe-iżâ câeti-ssâḣḣa(tu) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Çarpınca kulakları sağır eden o şiddetli çığlık geldiği zaman! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman; |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 33,34,35,36,37. Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Amma geldiği vakıt o Sahha (o sayhasını dinletecek belâ) |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Fakat o kulakları sağır edercesine haykıracak olan ses geldiği zaman, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Derken (kulakları sağır eden) o şiddetli gürültü (Sûr'a ikinci üfürülüş) geldiği zaman! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Amma kıyamet sayhası geldiği zaman, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra o pek kuvvetli sayha geldiği vakit. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O müthiş ses kulaklara çarptığında, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | At length, when there comes the Deafening Noise,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Abese Sûresi 33. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...