# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَمَا يُدْر۪يكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰىۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Vemâ yudrîke le’allehu yezzekkâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Nereden biliyorsun, belki o senden öğrenecekleriyle temizlenip arınacaktı? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 1, 2, 3, 4. (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ne bilirsin, belki de o arınacak; |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak, |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ne bilirsin, belki o temizlenecek? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ne bilirsin o belki temizlenecek |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Onun haalini) sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle) temizlenecekdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 3,4. (Habîbim, yâ Muhammed!) Hâlbuki sana ne bildiriyor ki, belki o (günahlardan)temizlenecekti veya nasîhat alacak da bu nasîhat kendisine fayda verecekti! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sana ne şey bildirdi, olabilir ki, o temizlenecektir? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Nereden biliyorsun, belki arınacaktı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But what could tell thee but that perchance he might grow (in spiritual understanding)?- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Abese Sûresi 3. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...